Endokrinoloji, etimolojik olarak Endo (iç) ve krino (salgı) anlamına gelmektedir. Vücutta ‘hormon’ salgılayan bezlere ‘endokrin bezler’ adı verilir. ‘Hormon’, bir hücre grubunun başka bir hücre grubuna gönderdiği bir tür kimyasal mesajdır. Bu kimyasal mesajlar vasıtasıyla, vücuttaki organlar birbirleriyle iletişim kurarlar.
Vücut metabolizması, üreme fonksiyonları, büyüme-gelişme ve iştahın düzenlenmesi ile ilgili mekanizmalar, hormonlar vasıtasıyla kontrol edilir.
Endokrinoloji Bölümü; genellikle şu hastalık grupları ile ilgilenir:
- Tip 1 ve Tip 2 diyabet,
- Gestasyonel diyabet (gebelik diyabeti),
- Metabolik sendrom,
- Hipertansiyon (özellikle endokrin hipertansiyon),
- Obezite (şişmanlık),
- Guatr ve diğer tiroid bezi hastalıkları,
- Hipofiz bezi hastalıkları (örneğin, prolaktin hormon yükseklikleri),
- Kolesterol ve trigliserid (kan yağları) yükseklikleri,
- Osteoporoz (kemik erimesi) ve metabolik kemik hastalıkları,
- Böbrek üstü bezlerinin (adrenal veya surrenal bezler) hastalıkları,
- Kadınlarda polikistik over sendromu, Hirsutizm (tüylenme fazlalığı).
Özetle, Endokrin sistem; hipotalamus, hipofiz, tiroid bezi, paratiroid bezi, pankreas, böbrek üstü bezleri (adrenal veya surrenal bezler), overler (yumurtalıklar) ve testislerin salgıladığı hormonlar ve bu hormonların etkilediği vücut sistemleri ile ilgilenir ve bu sistemlerden kaynaklanan hastalıkların tanı ve tedavisi ile uğraşır. Endokrin hastalıkların tanı ve tedavisi, daha çok laboratuar testlerine dayanır. Genellikle biyokimyasal ve hormonal laboratuar testleri ile ön tanı konulduktan sonra görüntüleme testleri ile tanı kesinleştirilir. Endokrin hastalıkların çoğu, hayat boyu yakın takip gerektiren kronik hastalıkları kapsar. Buna örnek olarak diyabet, hipertansiyon ve hipotiroidi verilebilir.