Memenin ana fonksiyonu belli zamanlarda süt üretmesidir. Ancak emzirme dönemi (laktasyon) dışında memenin özel dönüm noktaları ve döngüsel değişiklikleri gerçekleşebiliyor. İlk adet, cinsel hayatın başlangıcı, ilk gebelik ve emzirme epizotları, aylık adet dönemleri – hepsi memenin olgunlaşması ve gelişmesinde önemli rol oynamaktadır. Menarşe (ilk adet) ile postmenopoz (son adetten sonraki zaman) arasındaki süre içerisinde meme evolüsyon (gelişim) ve ardından involüsyon (gerileme) süreçlerinden geçmektedir. Bu süreçlerin toplam süresi (östrojen maruziyeti), hayat kalitesi, insanın stres durumu, sağlıklı hayat yaşayıp yaşamaması – hepsi önemlidir.

Meme Hastalıklarının Tanı Yöntemleri

  • Meme ultrasonografisi (USG)
  • Mamografi
  • Meme manyetik rezonans tomografisi (MR)

Memenin iyi huylu ve kötü huylu durumları genel cerrahi tarafından incelenir ve tedavi edilir. Çağdaş şartlarda herkesin duyduğu fibrokistik değişiklikler hastalık değildir – meme yapısının bir varyantıdır. İyi huylu hastalıklar veya durumlar arasında iltihabi, non-proliferatif (kontrolsüz büyüme potansiyeli olmayan) ve proliferatif (kontrolsüz büyüme potansiyeli olan) durumlar olarak tanımlanır.

İltihabi hastalıklar arasında laktasyonel mastit (memenin emzirmen döneminde oluşan ve süt stazı ile ilişkili iltihabı), yabancı cisim reaksiyonları, periduktal mastit (meme duktal ektazisi), yağ nekrozu  ve granülomatöz mastit yer almaktadır.

Non-proliferatif hastalıklar arasında kistler, papiller apokrin değişiklik, hafif epitelyal hiperplazi, non-sklerozan adenozis ve periduktal fibrozis yer almaktadır.

Proliferatif Meme Hastalıkları

Atipisiz (dokuda bulunabilen normal hücre türlerini içeren) lezyonlar:

  • Sklerozan adenozis
  • Apokrin metaplazi
  • Epiteliyal metaplazi
  • Radiyal skar
  • Fibroadenom
  • Lipom
  • Hamartom
  • Adenom (Emzirme ile ilişkili adenom dahil)
  • İntraduktal papillom
  • Diyabetik fibröz mastopati (tip I diyabetik hastalarda nadir görülen hastalıktır)

Atipili (normal dokuya göre değişmiş hücre tiplerini içerir) lezyonlar:

  • Atipik hiperplazi
  • Atipik duktal hiperplazi
  • Atipik lobüler hiperplazi

Benign (İyi Huylu) meme hastalıkları için yapılan işlemler:

  • İnce iğne aspirasyon biyopsisi
  • Kalın iğne biyopsisi (tru-cut biyopsisi)
  • Cerrahi biyopsiler

Memenin Kötü Huylu Tümörleri

Meme dokusundan kaynaklanan kötü huylu hastalıklar arasında sarkom ve kanser türü tümörler yer almaktadır. En sık olan meme kanseridir. Kanserin “invazif” (kendi çevresini aşmış) ve “in situ” türleri vardır.

İn situ kanser evre 0 (sıfır) meme kanseri sayılır. Erken (tümör küçükken) saptandığında cerrahi tedavi dışında ek tedavi gerektirmeyebilir.

İnvazif meme kanseri son zamanların bilimsel başarılarıyla yüz güldürücü sonuçları vermeye başlamıştır. Metastazları olmayan meme kanserinde tedavi temeli cerrahidir.

Meme kanserin en sık invazif türleri:

  • Duktal kanser
  • Lobüler kanser
  • Mikst (karışık) duktal-lobüler kanser

İnvazif meme kanserine yönelik cerrahi tedavi ikiye ayrılır: organ (meme) koruyucu ve radikal yaklaşım.

Meme Koruyucu Yöntemler

  • Tümörektomi veya lumpektomi
  • Segmental mastektomi ile sentinel lenf nodu biyopsisi
  • Onkoplastik meme cerrahisi

Radikal Yöntemler

  • Basit mastektomi
  • Basit mastektomi ile sentinel lenf nodu biyopsisi
  • Modifiye radikal mastektomi

Meme kanserinde tarama tetkiklerinin yeri:

Bahsedilen tümörlerin tedavisinde erken tanı konsepti tanımlanmıştır. Erken evrede meme hastalığını tespit etmek ve başarılı bir şekilde tedavi etmek için çeşitli diagnostik yöntemler araştırılmıştır. Tıbbi ve ekonomik açıdan en uygun tetkik kombinasyonları da ortaya konulmuştur. Dünya çapında genel topluma yönelik meme kanseri tarama programının başlatılması 40 yaş itibariyle mamografi ve gerektiğinde meme USG ile uygun olarak kabul edilmektedir. Kırk yaşından önce meme dokusu yoğun olmasından dolayı mamografi düşük tanılayıcı etkiye sahip olduğundan bu tetkik genel kullanım için önerilmez. Ancak ailede erken yaşta meme kanseri tanısını almış bireyler, ciddi risk faktörleri mevcut ise yıllık takip daha erken yaşta başlayıp daha çeşitli tetkikleri isteyebilir (meme USG, meme MR).

Farkındalık meme kanseri erken tanısında temel unsurdur. Başlangıç için tüm kadınlar her ay adet sonrası 5-7. gününde kendi kendini muayene etmelidir. Postmenopozal kadınlarda her ay aynı günde yapılması uygun görülür. Bu muayene sırasında birkaç ayrı özelliğe bakılır. Memelerin genel şekil ve boyutları ya da aralarındaki fark, ciltte çekinti, renk değişimi, ele gelen kitle, koltuk altında ele gelen kitle, meme başından akıntı gibi önemli bulgular olabilir. Bazıları zararsız olup hiçbir önem taşımamakta – bir memenin diğerinden küçük olması – bu bulgu hep var olan bir şey ise, hiçbir önemi yoktur. Diğer bulgular tedbir amaçlı doktora başvurulmasını gerektirir. Mesela, meme başından kırmızı kan şeklinde akıntının gelmesi. Yine, kırmızı kanın gelmesi çoğu zaman iyi huylu olan ve papillom adı verilen; ancak çıkarılması gereken bir tümör belirtisi olabilir. Direkt kanser olduğunuza dair bir bulgu değildir.

Kendi kendini muayene sayesinde bir kadın tanı koymaktan ziyade, kendi meme dokusunu tanımak ve oluştuğunda farkını görmelidir. Daha önce olmayan oluşum varsa da genel cerrahi doktoruna başvurmalı. Çoğu zaman oluşumlar iyi huylu hastalık temsil etmekte – endişelenmeyin. Kırk yaşından genç iseniz genel cerrahi uzmanına uğramanız yeterli olacaktır.

Her türlü meme ile ilgili şikayetiniz varken çekilen meme tetkikleri meme muayenesi ile birlikte genel cerrahi uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.

Meme ameliyatları sonrası takip ve bakım standart takip dışında seyrek pansumanlar ve dren takibini gerektirebilir. Doktorunuzla birlikte bu planları gözden geçirmelisiniz.